16 Mart 2012

Canımdan Can Gitti..


     Hani büyükler der ya ''Çocuklar büyüdükçe dertleri de büyüyor'' diye doğruluğu dün akşam kanıtlandı.

     Şimdi belki bana güleceksiniz daha kızın 2,5 yaşında sen ne gördün ne yaşadın diye ama şuan öyle hissediyorum.Geçirdiğimiz küçük bir ev kazası bana bunu düşündürtmeye yetti.

     Benim kızım öyle çok atlayıp zıplayan yerinde duramayan bir çocuk değil.Evde heryer minik kızıma  göre ayarlanmış durumda.Böyle olmasına rağmen ben bir türlü sakin anne olmayı beceremedim.Birşey yapmaya kalktığında bir yere çıktığında hemen panik oluyorum.Durum böyle oluncada hep panik halinde ortalıkta peşinde dolanıyorum.

     Geceleri çocuk uyuyor olsada kaç kere kalkıp bakarım.Uyandı mı, üstünü mü açtı, saçı yüzüne mi geldi, bezi çok mu doldu, yastıktan mı düştü...vs.Uyanmayan çocuğu böyle pimpiriklerimle uyandırırım.Sanırım bazı şeyleri insanlar kendileri çağırıyor.Ben odaya gittiğimde mışıl mışıl uyuyan çocuk yerime geldikten 2 dakika sonra uyanıp bana sesleniyor.Ben kendim yapıyorum, çocuğuda kendimide huzursuz ediyorum.

     Ama dün akşam hiç beklemediğim şekilde kızımın dudağı yaralandı.Bebek arabasıyla bebeğini gezdirirken birden durdu ağlamaya başladı.Çamaşır katlıyordum sürekli gözüm üzerindedir normalde ama o an bakmamıştım.Bunun için ayrıca kendimi yedim bitirdim.Yanına gidince ne göreyim ağzından kan geliyor.O an ömrümden ömür gitti.Ne olduğunu anlamadım yani oynadığı oyuncakta ya da çevresinde ona zarar verebilecek hiçbişey yoktu.Hemen lavaboya koştum ağzını çalkalattım, kan durdu, bişeylerle oyaladık.

     Eşim böyle durumlarda sakinliğini koruyor ki olması gereken de o.Ama ben elimde olmadan panikliyorum hemen gözlerimden yaşlar süzülüyor.Anne olunca daha bir sulugöz oldum.En ufacık habere, filmin gerçekten acıklı olmayan karesine, sokaktaki köpek yavrusuna, kızımın yaptığı değişik bir harekete,arkadaşımın anlattığı anne çocuk diyaloglarına ve  saymakla bitmez bu liste, herşeye herşeye ağlar oldum.Bu durumda ben kızımı teselli ederken birinin de beni teselli etmesi gerek :(

     Ağlaması durduktan sonra doktorculuk oynama bahanesiyle ağzını açtırdım baktım dudağının içi hafif yarılmış.İçim parçalandı yani canımdan can gitti o an.Evlat böyle birşey demek ki dedim içimden canım yanıyor resmen.Dudağının iç tarafında olduğu için ne yapacağımı da bilemedim birşey de sürülmez, zamana bıraktık.Ama gecem günüm bitti,enerjim yerlerde.

     Hemen moralimi bozuyorum ben böyle durumlarda biliyorum çok yanlış ama engel olamıyorum kendime.Hem içimden diyorum ''Nihan insanlar nelerle uğraşıyor,çocuklarının hastalıklarına çare arıyor seninki abartı çocuklar elbette düşe kalka büyüyecek'' ama işte yine de teselli edemiyorum kendimi.Oysa kızım o andan sonra hatırlamadı bile oynamaya devam etti sanırım o anda kalan bir tek ben varım :)
     Bazı şeyler insanın yaşamışlığıyla da ilgili diye düşünüyorum.Ben hiç çocuk bakmadım çevremdeki çocuklarla öyle çok zamanda geçirmedim fırsat da olmadı açıkçası. Okul, üniversite derken hiç ara vermeden çalışma hayatı.Sanırım bu konudaki tecrübesizliğim biraz da panik olmama neden oluyor.Bir de erken doğum yaptım 7 aylık bir bebeği büyütürken gerçekten onu pamuklara sarmak gerekiyor.Üstüne titremeninde ötesinde davranılıyor.Geçti, gitti diyorum ama belkide bende hala kalıntıları duruyor o zamanların.

     Herşeye rağmen şükrediyorum kızım benimle, elbette küçük yaralanmalar yaşanacak hayatta gri tonlarda var ve zaman herşeye ilaç olucak...


Hiç yorum yok: