4 Haziran 2012

Mutlu Bir Pazar

Haftalardan planlıyorum kızımı hayvanat bahçesine götüreceğim ama hava şartları bizim uymayan koşullarımız derken sonunda bu pazar bu gezintimizi gerçekleştirdik.

İzmir bu konuda çok güzel bir adım attı. Sasalı da Doğal Yaşam Parkı kuruldu.Hayvanlar doğal ortamlarında insanlarla içiçe gerçekten gidilip görülmesi gereken bir ortam.

Yakın arkadaşlarımız ve onların sevimli kızları ile bizim çekirdek ailemiz yollara düştük.Doğa 3,5 yaşında Eylül 2,5 yaşında yol boyunca bıcır bıcır konuştular defalarca nereye gidiyoruz sorusuna yanıt verdiğimizi hatırlıyorum.

Düzenleme, hayvanları görüş mesafesi , hangi hayvanı nerde bulacağımızın yerleşim planı, tanıtımı gerçekten güzel olmuş.Çok büyük bir alana yayılmış yorucu ama zevkliydi.Tek beğenmediğim yemek konusunun fast-food tercih edilmişti.Malesef tost,hamburger ve patates cipsi dışında bir alternatif yok

Eylül'ün hayvanları gördüğünde tepkileri çok güzeldi.Bir ara ''fili sevmek istiyorum ama onun yanına gitmek istiyorum'' diye tutulmalar, zırlamalar yaşasakta genelinde eğlendi.Bazı hayvanları sevimli bulmasamda kırmızı renkteki büyük balıklar ve iri kaplumbağa çok sevimliydi.Kesinlikle çocukların hayvanları yakından görmesini faydalı buluyorum.Hem eğitici hem eğlendirici bir gündü.

Doğal Yaşam Parkındaki gezintimizi Eylül'ün arabasında uyumasıyla sonlandırdıktan sonra Forum Bornova'ya gittik.Alışveriş mekanlarında çocukların çok eğlendiğini düşünmüyorum ve ben çoğunlukla götürmemeyi tercih ediyorum.Sadece oyuncaklara bindirmek için götürüp mağazaları dolaşmadan kızıma yönelik gezip geliyoruz.Atlı karınca,salıncak derken her cumartesi pazar çocuklar için yapılan etkinliğe katıldık.Önce küçük hanımların yüzü boyandı.Eylül'e ne olmak istiyorsun diye sorduklarında kelebek dedi.Sanırım bunda benim etkim var tüm odası dolapları kelebek şeklinde, giysilerinde kelebekler uçuşuyor :)

Boyanma işleminden sonra,sahnede çizgi film kahramanlarıyla müzik eşliğinde çocukların eğlencesi başladı.Oynadılar, zıpladılar birlikte hayvan taklitleri yaptılar tüm enerjilerini harcadılar.Herkes oynarken Eylül'ün sahneye çıkmak için zırlaması ağlaması babayı çileden çıkarsada genel durum harikaydı.Kızım için mutlu bir gündü ve bizde çok mutlu olduk.Hayat bu dedik onun gözlerindeki mutluluk.

Çok güzel bir günü arkada bırakırken benim içinde bazı şeyleri geride bırakma zamanı gelmişti ve bende bunu yapabildiğim için ayrıca güzel ve özel bir gündü.Çocuklu hayata geçiş süresi herkesde farklı oluyor.Bizimde zorlandığımız konular oldu.Bunlardan biri çocukla dışarıya çıkmak.Ben dışarı çıkınca tam bir huzursuz anneyim.Hem çocuğu hem kendimi rahatsız ediyorum.Yemeğini saatinde yedirmeye çalışıyorum yemedi mi zorluyorum, uykusu kaçmasın zamanında uyusun,terledi mi,öksürdü mü,ince mi giydirdim kalın mı,oraya gitmesin yükseğe çıkmasın, yere düştü, oraya değdi buraya değdi ıslak mendil elimden düşmüyor.Durum böyle olunca hem huzursuz hem tetikte herşey bana zehir oluyor kızımda hep kontrol altında olmaktan mutsuz oluyor, öfkeleniyor daha çok eziyet ediyor.

Ama bu sefer ben bu durumu değiştirdim.Ne çok peşinde koştum ne uykusunu dert ettim ne yemesi için ısrar ettim.Rahat anne olmak için elimden gelen herşeyi yaptım veee sonuç gerçekten hepimizi mutlu etti.

Babanın huzursuz olduğu konu ise girdiği mağazalardan anında çıkmak zorunda kalması ve hiçbirşeye bakamamasıydı :) Bunun yoluda çocukla gittiğin zaman her mağazaya giremeyeceğini, bakmak istediğine bakamayacağını kabullenmek.Ben bunu uzun zaman önce kabul ettim.Çocuklu hayatın  kuralıdır dedim.O yüzden girip bakamadığımda ya da tam birşeyi alıp kasaya geldiğimde dışarıya koşan bıcırığı gördüğümde çocuğa laf anlatmak yerine aldığımı orada bırakıyorum ve kızımın istediğini yapıyorum.Çünkü biliyorum o anda bana birşey göstermek istiyor.2,5 yaşında çevresini keşfediyor, merak ettiğinin peşinden gidiyor.Eşime de küçük telkinlerde bulundum zamanla o da aşıcak :) 

Ve son söz çocuklu hayat zordur, zorluk kaçınılmazdır ama mutluluk paha biçilemez olanıdır ...